website stats
Çanakkale şehitliğini internetten gez
Google
                                                
     ANA SAYFA
     İLETİŞİM
     * KIBRIS DOSYASI
     PKK DOSYASI
     => PKK Konferansları ve Alınan Kararlar
     => PKKnın Gelir Kaynakları
     => PKK Terör Örgütünün Diğer Ülkelerle İlişkileri
     => PKK Terör Örgütünün İran’la İlişkileri
     => PKK Terör Örgütünün Eylemlerinden Örnekler
     => Bebek Katilinin Savunması
     => Öcalan Hakkında Hüküm
     => Örgütün İdeolojisi
     => PKK'nın kullandığı bayraklar
     => Kısaca Pkk.
     ERMENİ MEZALİMİ
     SİYASET DÜNYASI
     FİLİSTİN - İSRAİL GERÇEĞİ
     ERMENİ SOYKIRIMI
     BİLGİLENDİRİRCİ VİDEOLAR
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     IRAK'IN İŞGALİ 2003
     TEPKİLER DERYASI
     FOTOĞRAFLI KATLİAM DOSYASI
     E-Devlet
     ÇANAKKALE
     Ankete Katıl
     Saklı sayfalar





- Kısaca Pkk.


PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KURULUŞU, AMAÇ VE PROGRAMI, YAPISI, STRATEJİSİ, EYLEM VE FAALİYETLERİ:

Kürdistan İşçi Partisi (Kürtçe: Partiya Karkerên Kurdistan ya da پارت ی کار که‌رێن ی کوردستان), Türkiye'nin güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısını kapsayan bölgede bir devlet kurmayı amaçlayan[6] ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde kalan kısmına sahip olabilmek için Türk Silahlı Kuvvetleri ve sivillere karşı silahlı eylem yapan yasadışı silahlı örgüt. Örgüt daha çok Kürtçe adının başharflerinden oluşturulmuş PKK ismi ile bilinir. Ayrıca KADEK (Kürtçe: Kongreya Azadî û Demokrasiya Kurdistanê / Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) ve Kongra-Gel (Halk Kongresi) isimlerini de kullanmıştır.[7][8] PKK, 7. Parti Kongresi'nde bağımsız bir Kürdistan fikrinden vazgeçtiğini açıklamıştır.[9]

PKK başta Türkiye olmak üzere, Avrupa Birliği[10], ABD[11] ve NATO[12] da dahil olmak üzere 31 ülke ve bazı kuruluşlar tarafından terör örgütü kabul edilmiş, ayrıca ABD'nin uyuşturucu kaçakçıları listesinde bulunan[13][14] etnik-ayrılıkçı bir örgüttür. Türkiye'de Meclis tarafından "terör örgütleri listesi" yayınlanmamıştır. Bununla birlikte Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı "Türkiye'de halen faaliyetlerine devam eden başlıca terör örgütleri" listesinde "PKK/KONGRA-GEL (Kürdistan Halk Kongresi-KHK)" adı altında yer almıştır.[15

 

1- Örgütün Kuruluşu ve İlk Eylemleri:

PKK terör örgütü, başlangıçta 3 yıl süre ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde “Kürdistan Devrimcileri, UKO’cular, APO’cular” adı altında kadrolaşmışlar, 27 Kasım 1978 tarihinde Lice İlçesi Ziyaret (Fis) köyünde Abdullah ÖCALAN’ın başkanlık ettiği toplantıda kurulmuştur. (Örgütün 1. Kongresi)

Örgütün programı 1977 yılında, tüzüğü ise 1978 yılında hazırlanmıştır. 30 Temmuz 1979 tarihinde Şanlıurfa milletvekili Mehmet Celal BUCAK’a yaptıkları silahlı saldırı ile kuruluşlarını ilan etmişlerdir. Başlangıçta bölgede aşiret düzenini yıkmaya çalışarak yörede sempati toplamayı amaçlamışlardır.

1980 ihtilali ile birlikte Türkiye’de serbest faaliyet ortamı bulamayacağını anlayan sanık Abdullah ÖCALAN örgüt elemanları ile birlikte Suriye’ye geçmeye orada örgütü teşkilatlandırmaya karar vermiş, böylece PKK terör örgütü sanık Abdullah ÖCALAN’ın sorumluluğunda, Suriye Devleti’nin himayesinde, Filistin Halk Kurtuluş Partisi Cephesi’nin tahsis ettiği Bekaa Vadisi’nde, daha sonra Mahsun Korkmaz Akademisi adını alan kamplarda eğitim sürecine başlamış, bu süre 4 yıl kadar sürmüş, 15 Ağustos 1984 yılında Şemdinli ve Eruh baskınları ile bölgede yoğun bir şekilde silahlı terör faaliyetlerini başlatmışlardır.
             
Sanık Abdullah ÖCALAN savunmalarında, Diyarbakır Cezaevi’nde örgüt elemanlarının, ölüm orucunda ölmesi üzerine Eruh ve Şemdinli baskın eylemleri kararlarını aldıklarını, kendisinin talimatıyla da, örgüt üyelerinin uyguladığını anlatmıştır. (Kl. 1, Dz.43-7a) Eruh İlçe Jandarrna Bölük Komutanlığı’na yaptıkları silahlı ve bombalı saldırı sonucunda Er Süleyman AYDIN şehit olmuş, sivil vatandaşlardan Jandarma Birliği bahçesinde oturan Aslı ERİŞİR, M. Recai YILMAZ, Özgür AYKIN ile erler Doğan AVŞAR, Ali ERGÜN, Hüsamettin İLKİN, Mustafa ANAR, Şenol ÖZDEMİR, Yüksel KAYNAR, Adil ALTİNTAŞ, Mehmet PEŞMEN ve Bayram ERTEKİN ağır şekilde yaralanmışlardır. PKK terör örgütünün bu eylemine bizzat katılan Mustafa ÇİMEN, Diyarbakır 1 Nolu Askeri Mahkemesi’nin 07.05.1985 tarihli oturumunda bu baskın olayını bütün açıklığıyla anlatmıştır.
             
Şemdinli İlçesi baskınına bizzat katılan Hüseyin TİLKİ de 07.10.1995 tarihinde Diyarbakır 1 Nolu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde PKK’nın bu kanlı eylemini anlatmış, roketatarlarla askeri gazinoya ateş ettiklerini, aynı gün ve saatte bir başka terörist grubunun da Jandarma Sınır Tabur Komutanlığı ve İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı’na sürekli ateş ettiklerini, roketler ve uzun menzilli silahlar kullandıklarını belirtmiştir. Bu saldırıda askerlik şube başkanı Tuncay ŞENEROL, Jandarma Çavuş Sedat KURUM ağır şekilde yaralanmışlar, Astsubay Çavuş Memiş SARIBAŞ şehit olmuştur. Ayrıca terör örgütü üyeleri, kahvehanelere girerek: “Biz geldik, artık Kürdistan’ı kurduk, gelin bizimle yaşayın, yaşasın PKK, Kürdistan” şeklinde sloganlar atmışlar ve aynı gün ve saatte Eruh baskınında dağıttıkları bildirilerden burada da dağıtmışlardır. 

2- Amaç ve stratejisi

Sanığın lideri bulunduğu PKK terör örgütünün amacı Suriye, İran, Irak topraklarının bazı bölümlerini ve ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerini de içine alacak şekilde Marksist--Leninist bir Kürdistan Devleti kurmaktır.
             
Sanık savunmalarında dünyadaki komünist rejimlerin yıkılması, demokrasi hareketlerinin ve bireylerin özgürlüğüne verilen değer ölçülerinin gelişmesi ve güçlenmesi ile birlikte örgütünün 1995 yılı 5. Kongresi’nde Parti Programında değişiklik yapılmasını benimseyerek katı Marksist-Leninist görüşlerden uzaklaşılmaya çalışıldığını belirtmiş ise de, 08-27 OCAK 1995 tarihleri arasında Kuzey Irak Haftanin Bölgesi’nde yapılan PKK 5’nci Kongresi’nde “Temel Hedefler” bölümünde açıkça “Halkın kızıl iktidarlarını yaratmak için’ stratejik saldırıya geçiş şartlarının oluştuğu belirtilerek, Türkiye çapında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ekonomik, siyasi, askeri, sosyal, kültürel vb. tüm kurum ve kuruluşları ile bunlara hizmet eden tüm kişilerin hedef alınmasını, en temel örgütsel görev olarak belirtmektedir. Bu da sanığın bu yöndeki yukarıda özetlenen savunmasının samimi olmadığını, gerçeği yansıtmadığını açıkça göstermektedir.
             
Örgüt ve sanık tarafından bağımsız ve birleşik Kürdistan Devleti fikri her zaman muhafaza edilmiş ve uzun süreli halk savaşı da daima mücadele biçimi olarak benimsenmiştir. Amaçları İran, Suriye ve Irak’taki Kürtler ile ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini birleştirerek bağımsız birleşik Kürdistan Devleti’ni kurmaktır. PKK terör örgütü tarafından bu amaç gerçekleştirilmeye çalışılırken, Türklerle Kürtlerin asırlardan beri kaynaştıkları. kız alıp verdikleri, bütünleştikleri, müşterek kültür ve birlikte yaşama istek ve iradelerinin kökleştiği, hiçbir zaman birbirlerini yadırgamadıkları gibi örtüşen bir çok değerler gözardı edilmiştir. Amaçları toplumun gerçekleriyle ters düşmüştür. Ayrılığın bölge insanına mutluluk getirmeyeceği düşünülmemiştir. 2l’nci Yüzyıla girerken asıl olan insanların mutluluğu, bireysel ve ekonomik özgürlüklerin gelişmesidir.
             
PKK terör örgütü amacına ulaşmak için güvenlik güçlerinin duruma hakim olduğu durumlarda savunmaya çekilmiş, güvenlik güçlerini yıpratıcı münferit eylem ‘ve olaylarla yetinmiş ve daima toparlanma amacını düşünmüştür. Sanığın yakalanmasından sonraki olayların cereyan şekli de bunu göstermektedir. Dengeyi kısmen sağladıklarına kanaat getirdiklerinde de silahlı terör eylemlerini yaygınlaştırmışlar, dünyadaki değişim ve gelişmelere göre de bunun süresini azaltıp çoğaltmışlardır.
             
Strateji olarak denge sağlama sürecinde ise yoğun saldırılara başlanması örgütçe planlanmakta ve ülkenin bir çok yerinde halkın desteğinde ayaklanmalar düşünülmektedir. Ancak, bütün bunlar planlanırken Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücü düşünülmemiş, ülke terör eylemleri ile kasılıp kavrulmuştur.

3- Örgütün yapısı
             
a) Genel Başkanlık : Genel Başkan, PKK terör örgütünün başı, yönetimin tek ve en yetkili sorumlusudur. Sanık savunmasında, kuruluşundan bugüne kadar PKK. terör örgütünün genel başkanı ve tek yetkili sorumlusu olduğunu, bütün eylem ve faaliyetlerinden birinci derecede sorumlu olduğunu açıkça söylemiştir. Başkanlık tarafından alınan kararların değiştirilemeyeceği, örgüt içi infazlar, affetme ve benzeri yetkilerin tamamen başkanda olduğu, yine kendi ifadelerinden anlaşılmaktadır. Örneğin sanık: “Kesire ÖCALAN için ölüm kararı çıktığı, ancak ben onu affettim, bu yüzden hala yaşıyor.” demiştir. Bu tür kararlar örgüt içerisinde göstermelik bir yargıya tabidir. Örnek verecek olursak (K1:21, Dz:12)’de PKK terör örgütü üyesi Rıdvan ER ifadelerinde açıkça “Deniz ŞAHİN'in (Cuma Kod) öldürülmesi emrini bizzat sanık Abdullah ÖCALAN'ın verdiğini ve bunun üzerine de infazın gerçekleştirildiğini” anlatmıştır.

Ayrıca (Kl:27, Dz:6)’da sanık Abdullah ÖCALAN’la doğrudan görüşen Aysu İNAN ve Nurettin ANYIĞI ifadelerinde sanık Abdulah ÖCALAN’ın kendilerini telefonla arayarak turistlerin yoğun olduğu yerlere, fabrika ve üretim merkezlerine yoğun eylem talimatı verdiğini belirtmişlerdir. Bu talimat üzerine PKK'lı Atilla KAYA ve Sakine DÖNMEZ’in Fethiye ve Marmaris ilçelerinde turistlerin çok ve sıkça uğradıkları parklara bomba bırakmaları sonucu bir turist ölmüştür. Bu olayları (Kl:27, Dz:32)’de gerek Atilla KAYA, gerekse Sakine DÖNMEZ açıkça dile getirmişlerdir.

Ebru Arzu ERDAL (Reni Kod) (Kl:37, Dz: 1)’deki anlatımında net bir şekilde (Dara Kod) adlı militanın örgüte ihanet ettiği bahanesiyle sanık Abdullah ÖCALAN’ın onayıyla ölümüne karar verildiğini ve infazı da kendisinin gerçekleştirdiğini söylemiştir. Ayrıca 11.03.1997 tarihinde Hatay’da yakalanan İbrahim DEMİR, 30.01.1997’de Hassa’da yakalanan Hacı NAHSAN (Şeyho Kod) ifadelerinde açıkça (Kl.:36, Dz: 1) bölgeye bizzat Abdullah ÖCALAN’ın eylem talimatıyla geldiklerini söylemişlerdir. Keza 20.03.1997’de aynı bölgede yakalanan Bedrettin KAYA (Cihad Kod) 25.07.1997’de yakalanan Çetin ELMAS (Kemal Kod), 18.01.1992’de yakalanan Ömer GELİCİ (Halit Kod) de aynı doğrultuda açıklamalar yapmışlardır. Bu beyanlardan da anlaşıldığı gibi örgüt içi muhalefet bizzat başkanlık tarafından cezalandırılmaktadır. Örgütle aynı doğrultuda hareket etmeyen Vejin Grubu’ndan  bazıları, Resul ALTINOK, Suphi KARAKUŞ, Saime AŞKIN hain ilan edilerek kurşuna dizilmişlerdir. Sanık bizzat duruşmada bu şekilde örgüt içi cezalandırılmalarla onlarca örgüt üyesinin öldürüldüğünü belirterek Şahin BALİÇ, Cemal Kod, Korgir Kod, Cemil IŞIK’ ın cezalandırılarak öldürüldüğünü, Şemdin SAKIK’ın da ölümüne karar verildiğini, ancak infaz edilemediğini açıkça anlatmıştır. Ayrıca örgütten kaçan Ener ATA, Çetin GÜNGÖR gibi üst düzey örgüt üyeleri de yine sanığın onayıyla Avrupa’da örgüt üyeleri tarafından bulunarak öldürülmüşlerdir.

b) PKK Terör Örgütünün Kongre ve Konferansları :  Örgütün Kongreleri dört yılda bir toplanmakta ve bu kongrelerde PKK'nın genel faaliyetleri değerlendirilmekte, öz eleştiri yapılarak,  yeni dönem çalışmaları tespit edilmektedir. Ayrıca yine bu kongrelerde merkez komite ve disiplin kurulları da seçilmektedir. Örgüt bugüne kadar 6 kongre yapmıştır. Birincisi Lice Fis Köyü’nde, ikincisi Suriye Şam’da, Üçüncüsü Suriye Bekaa Vadisi’nde, Dört ve Beşinci Kongreleri Kuzey Irak’ta, Altıncı Kongre ise Ocak-Şubat 1999 tarihlerinde Kuzey Irak-İran sınırındaki Kandil Dağı’nda gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca her zaman Kongrelerin toplanmasının güçlüğü nedeniyle kongre kararlarının uygulamadaki aksaklıkları ara dönemlerde yapılan konferanslarla örgüt tarafından giderilmeye çalışılmaktadır.

PKK Birinci Kuruluş Kongresi: 27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır Lice-Fis Köyü’nde gerçekleştirilmiş, sanık Abdullah ÖCALAN Genel Sekreter (Başkan) seçilmiştir. Bu kongrede PKK'nın alt birim ve örgütleri oluşturulmuş ve ayrıca PKK'nın kuruluşunun kamuoyuna ilan edilmesi kararlaştırılmıştır. Bölge hazırlık komiteleri ve bunlara görevlendirmeler yapılmış, bunların faaliyete başlamasıyla birlikte 1978 ve 1979’da örgütün silahlı eylemlerinde büyük artışlar olmuştur. Yine bu dönemde yurtdışına eğitim için örgüt üyeleri gönderilmeye başlanmıştır. Bunlar 1980 yılına kadar Lübnan’ın El Fetih Kamplarında eğitilmişlerdir. 30 Temmuz 1979’da Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Celal BUCAK’ın içinde bulunduğu Hilvan Kurtbaşı Köyü’ndeki eve bombalı ve silahlı saldırı yapılarak olay yerine PKK'nın kuruluş bildirisinin sonuç kısmı bırakılmıştır.

Bu dönemde ASALA terör örgütü ile ilişki kurulmuş, Ocak ve Nisan 1980’de basın toplantısı yapılarak iki örgüt arasında işbirliği yapıldığı açıklanmıştır. Sanık bu konuyu açık ve aleni duruşmada kabullenmiştir. Sanık Abdullah ÖCALAN bu dönemde Haziran 1979 tarihinde Suriye’ye gelerek, bundan sonra örgütün faaliyetlerini, Suriye’nin desteğinde Şam’da yürütmeye başlamış ve başlangıçta Suriye’de Ali Hammas kod adını kullanmış, daha sonra da Suriye’de kendi ifadesine göre herkes tarafından PKK örgütünün genel başkanı olarak tanındığı için Kod adı kullanmaya gerek kalmadığını duruşma sırasında açıkça belirtmiştir. 0 halde, Suriye 1979 yılından beri gerek sanığı gerekse PKK  terör örgütü üyelerini ülkesinde bilerek ve isteyerek barındırarak her türlü desteği sağlamıştır. Sanık, çeşitli duruşma aşamasında bunu açıkça dile getirmiştir.

Örgüt üyeleri 1980-1981 yıllarında F.H.K.C. (Filistin Halk Kurtuluş Cephesi) ve F.D.H.C. (Filistin Demokratik Halk Cephesi)’nin Lübnan’daki kamplarında eğitilmişlerdir. Sanık bu konuyu da duruşmada açıkça belirtmiştir. Sanık ise Şam’da tutulan evlerde kalmıştır.

PKK Birinci Konferansı: 15-25.07.1991 tarihleri arasında Lübnan Helvi (Mahsun Korkmaz Akademisi) Kampı’nda yapılmıştır. Bu konferansta yeniden örgütlenme, cephe ve ittifak faaliyetlerine yeniden başlanılması, askeri hazırlıklara başlama, yurtdışı askeri ve siyasi eğitim çalışmalarının başlatılması kararlaştırılmıştır. Sanık tarafından yazılan “Örgütlenme Üzerine” isimli kitap da PKK kadrolarına bu konferansta dağıtılmıştır. Ayrıca “Faşizme Mücadelede Direniş Cephesi Üzerine”, “Kürdistan Ulusal Kurtuluş Problemi ve Çözüm Yolu” isimli broşürler sanık tarafından hazırlanarak örgüt üyelerine dağıtılmıştır. Örgüt mensupları için “Kürdistan’da Zorun Rolü, Kürdistan Ulusal Kurtuluş Siyaseti, Kürdistan Ulusal Kurtuluş Süreci” isimli kitaplar da hazırlanmıştır. 1981 yılından itibaren yurtdışı faaliyetleri için temsilcilikler açılması, yurtiçi ve yurtdışı basın faaliyetlerinin hızlandırılması da kararlaştırılmıştır. Bu konferans sonrası Filistin Demokratik Halk Cephesi, Helvi Kampı’nı tamamen PKK'ya tahsis etmiştir. Yurtdışı faaliyetleri doğrultusunda Suriye’nin de desteğiyle PKK ile Irak İ.K.D.P arasında anlaşma sağlanarak, PKK üyelerinin Kuzey Irak’a yerleşmeleri gerçekleştirilmiş, orada kamplar kurulmuş ve Türkiye ye yönelik eylemlerinde ve sızmalarında bu bölgeyi kullanmaya başlamışlardır.

PKK İkinci Kongresi ve Alınan Kararlar:  Silahlı eylem ve saldırılar için Kuzey
Irak’tan Türkiye’ye girişlerin en kısa zamanda başlatılması, bir yıllık hazırlık sürelerinde yurt içinde keşif ve istihbarat çalışması yapılması ve 1983 sonbaharından itibaren de silahlı saldırıların başlatılması, ayrıca Avrupa faaliyetlerinin güçlendirilerek, Libya’da temsilcilik açılması kararlaştırılmıştır. Kuzey Irak’taki örgüt kamplarına ağırlık verilmiş, sanığın talimatları ile keşif, istihbarat ve bu bölgede yerleşim hızlandırılarak silahlı mücadelenin başladığının, ses getirecek eylemlerle duyurulması benimsenmiştir. HRK’nin kurulması da kararlaştırılmıştır. Bu kararlar üzerine örgütün gücünü, silahlı propagandanın etkisini göstermek amacıyla 15 Ağustos 1984 tarihinde PKK terör örgütü tarafından aynı gün Eruh ve Şemdinli baskınları gerçekleştirilmiştir.

PKK Üçüncü Kongresi, Alınan Kararlar ve Uygulaması: Sanık bu kongrede ''savaşmadıkları gerekçesiyle” örgütün üst düzey yöneticilerini değiştirmiştir. Yine bu kongrede bölge insanlarının örgütü desteklemediği, bu amaçla önlemler alınması, ayrıca Avrupa kamuoyunda örgütün tanıtılmasına ağırlık verilmesi kararlaştırılmıştır. HRK kaldırılarak yerine ARGK (Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu)’nun kurulması benimsenmiş, silahlı propaganda yerine, sözde gerilla faaliyetlerine geçilmesi kararlaştırılmıştır.
            
Bu kararlar doğrultusunda 01.01.1992 günü Bitlis ili, Cevizdalı Köyü’ne tahmini 100 civarında PKK militanı baskın yaparak o köyden Hacı Salih AKPOLAT’a “Korucular silahları bıraksın, size bir şey yapmayacağız” diyerek onları kandırmaları üzerine, köy korucuları silahlarını gelen PKK'lılara teslim etmişlerdir. Önce silahını bırakmak istemeyen Abdullah KAPTAN’ı öldürmüşler, sonra da kandırarak silahları ellerinden alınan suçsuz insanlar ve çocuklar M.Salih AKPOLAT, Abdullah KAPTAN, Yakup KAPTAN, 5 yaşlarındaki Hikmet KAPTAN, Abdulhamit AKPOLAT, Eyüp KAPTAN, 16 yaşındaki Edemez KAPTAN, Zekiye KAPTAN, Meryem AKPOLAT, Perinaz KAPTAN, Aysel KAPTAN, Hatice KAPTAN, Raife KAPTAN (16 yaşında), Yaşar KAPTAN (16 yaşında), 65 yaşındaki Nafiye KAPTAN, Sıtkı KAPTAN, Raife KAPTAN, Rabia KAPTAN, Cemile AKPOLAT, Aysel KAPTAN, KamiIe AKPOLAT, Medine KAPTAN, Hasret KAPTAN, 13 yaşındaki İbrahim KAPTAN, 8 yaşındaki Aynur KAPTAN, 4 yaşlarında Gülbahar KAPTAN, 10 yaşlarında Nafıye KAPTAN, 8 yaşındaki Turan AKPOLAT, 8 yaşındaki Ejder AKPOLAT’ı toplu olarak katletmişlerdir. (Kl.:10, Dz. :9)
          
Yine 3‘ncü kongrede alınan kararlar doğrultusunda 12.12.1993 günü Adıyaman İli, Ağaçkonak Köyüne baskın düzenleyen bir grup PKK elemanları ARGK Mensupları, geçici köy korucuları, Çumali DENİZ ile Mehmet DENİZ’in evine giderek bunları, yakınları ve çocukları Ali BEREKET, Gülistan BEREKET, Bedriye DENİZ, Cemal DENİZ, Şehriban DENİZ, Gülhan BEREKET, Burhan DENİZ, Emine DENİZ ile daha konuşma dahi öğrenemeyen iki yaşındaki Hülya DENİZ’i topluca öldürmüşler, 11 yaşındaki Erdal DENİZ ise tesadüfen yaralı olarak kurtulmuştur. Ayrıca Mehmet DENİZ ve Cumali BEREKET’in evini de içindeki eşyaları ile birlikte yakmışlardır. (Kl.:11, Dz.:13) Bu eylemler yapılırken terör örgütü PKK, G.K.K'nın örgütün gelişmesini engellediğini düşünerek onları bu katliam yöntemleriyle sindirmeye çalışmıştır.

Ayrıca ARGK'ye eleman temini için sözde askerlik yasası çıkarılarak ilan edilmiş ve uygulamaya geçilmiştir. 30.10.1986 tarihli bu sözde yasada “Bugün özgürlük ve bağımsızlık için savaşmak, Kürdistan’da tek onurlu yaşam biçimidir. Her Kürdistanlı'nın gücünü orduyla birleştirmesi zorunludur...'’ sözcüklerinden sonra şu hükümler getirilmiştir. Her Kürdistanlı yurtsever ... gönüllü olarak ARGK (Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu) birliklerine katılmayı ve savaşmayı görev bilmelidir.
            
...Her Kürdistanlı ...ulusal kurtuluş savaşına maddi ve manevi destek vermekle
yükümlüdür.

18-25 yaşları arasında her Kürdistanlı erkek Kürdistan’ın bağımsızlığı ve özgürlüğü için savaşmak üzere ARGK'ye katılmak ... zorundadır.

Yine “Kürdistan’da Yargılama Esasları” başlıklı, 30 Ekim 1986 tarihli “Kürdistan Kurtuluş Cephesi” imzalı belge ile Kürdistan’ da suçlar ve cezalar belirlenmiştir.
''...Kendisini kanıtlayan bu meşruiyete göre bugün Kürdistan’da suçlar ve cezalar şöyle belirlenir;

1. Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesine karşı Türk sömürgeciliği ile doğrudan birlik, ona işbirlikçilik, uşaklık, ajanlık, milislik, muhbirlik vb. yapmak, bu ülke ve halk karşısında açık ihanettir ve ihanetin cezası da ölümdür.

2. “Komünist, yurtsever, devrimci, milliyetçi” vb. sıfatları kendine takıp gerçekte bunların gereklerini yerine getirmemek, yerine siyasal ikiyüzlülük, teslimiyetçilik, işbirlikçilik ... böylece Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesirıe karşı olmak, ona karşı mücadele etmek, gelişimini engellemeye çalışmak  maskeli olarak Türk sömürgeciliğine hizmet etmek ... siyasal görünümlü bir ihanettir. Bu tür ihanetin cezası uyarı ile vazgeçirmeye çalışmak, örgütsel yapıları dağıtmak, bunlara rağmen devam ettiğinde ise öIümdür. 
             
3.Türk sömürgeciliğine karşı mücadele etmek, direnmemek, ulusal kurtuluş mücadelesine katılmamak, maddeten ve manen desteklememek ... dolaylı olarak sömürgeci egemenliğe hizmet etmek ve ülke halk kurtuluş davası karşısında suçlu duruma düşmek demektir. Bu suçlara karşı bilinçlendirme ve ikna faaliyetleriyle mücadeleye hizmet eder hale getirmek için çalışarak uyarmak, bu çabalara rağmen sürerse uygun biçimlerde ve vatandaşlığın gereği olarak para, başka maddi değer, devrimci görevlerde zorla çalıştırma vb. cezalar verilir.
             
Ek Madde : Bu kanunu pratikte ERNK Komiteleri, örgütleri ve silahlı kuvvetleri uygular şeklinde hükümler getirilmiştir. (Kl.:14, Dz.:17)
            
“ERNK Vergilendirme Fişidir.” başlıklı ve ERNK temsilciliği imzalı, ERNK Marmara Temsilciliği mühürlü belgede, “Sömürgeci faşist Türk Devleti’ne karşı yürütülen Kürdistan ulusal kurtuluş savaşımız ... gerilla savaşı tarzında yüksek boyutlardan gelişip devam etmektedir. Savaşımızın yaygınlaşması, beraberinde maddi masraf ve ihtiyaçları da getirmektedir. Bu nedenlerle ... gerilla savaşımızın maddi yönden de desteklenmesi, hali vakti yerinde olan her Kürdistanlı’nın vazgeçilmez temel bir insanlık borcudur. Bu görevin yerine getirilmemesi halinde bu kesimlerin can ve mal varlıklarına yönelinecektir. Bu ulusal kurtuluş cephemizin yargı sisteminin bir gereğidir. Bu nedenle sizlerde elinden gelen ... süre içerisinde yardım yapmanız uygun görülmüştür... Not: “düşmana haber verildiği takdirde gelişecek olaylardan sorumlu değiliz.” Şeklinde sözlere yer verilmiştir. (Kl.:14, Dz.:17) Bütün bunlar dosyada mevcut Kürdistan Ulusal Kurtuluş Cephesi imzalı, Askerlik Kanunu, Kürdistan’da Yargılama Esasları, ERNK Vergilendirme Fişi gibi ERNK mühürlü ve yazılı belgelerle kanıtlanmıştır. Tüm bu belgeler halkın gerek canlarının, gerekse mallarının açıkça tehdit ediIdiğini göstermektedir. Sanık da savunmalarında bu konuları doğruladığı gibi, bu şekilde insanlardan para toplandığını, ayrıca örgüte ait gümrük birimleri adı altında oluşumların olduğunu ve örgüte paraları bunların tahsil ettiğini anlatmıştır. (Kl. :1, Dz.: 43-78 Savcılık ifadesi Sayfa: 18)
           
Yine 3'üncü Kongrede cezaevleriyle ilişkiler, firar olaylarının planlanması, tahliye
edilenlerle ilişkiler vs. örgüt içi istihbarat (HPP) ve örgüt dışı istihbarat (TEVSAL) birimleri
oluşturulmuştur.
           
Ayrıca yukarıda verilen somut örnekler dışında örgüt yurtiçi eylemlerini arttırmış, gezici köy korucularını sindirmek, ayrılmalarını sağlamak amacıyla Güneydoğu’da 15 civarında toplu katliam yapmıştır. Köy ve mezralar basılarak çocuklar zorla dağa kaldırılarak, zorla örgüte kazandırılmak istenmiş, bu tür eylemler yurtdışında Almanya’da ve İsveç’te de yaşanmış; bu ülkeler basınında bu tür haberler yayınlandığı gibi, sanık da savunmasında bu olayları kısmen doğrulamış, ancak tevil yoluna kaçarak 17 yaş altında kaçırılanları örgüte kazandırılmak amacıyla kırsala getirilenleri tekrar aileleri yanına gönderdiğini savunmasına eklemiş ise de, 15-18 yaş arası PKK elemanlarının muhtelif zamanlarda yakalanmaları, bu yöndeki savunmasının doğru olmadığını göstermiştir.

 

       

    
Google
belgebilgi.tr.gg Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol