website stats
Çanakkale şehitliğini internetten gez
Google
                                                
     ANA SAYFA
     İLETİŞİM
     * KIBRIS DOSYASI
     PKK DOSYASI
     => PKK Konferansları ve Alınan Kararlar
     => PKKnın Gelir Kaynakları
     => PKK Terör Örgütünün Diğer Ülkelerle İlişkileri
     => PKK Terör Örgütünün İran’la İlişkileri
     => PKK Terör Örgütünün Eylemlerinden Örnekler
     => Bebek Katilinin Savunması
     => Öcalan Hakkında Hüküm
     => Örgütün İdeolojisi
     => PKK'nın kullandığı bayraklar
     => Kısaca Pkk.
     ERMENİ MEZALİMİ
     SİYASET DÜNYASI
     FİLİSTİN - İSRAİL GERÇEĞİ
     ERMENİ SOYKIRIMI
     BİLGİLENDİRİRCİ VİDEOLAR
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     IRAK'IN İŞGALİ 2003
     TEPKİLER DERYASI
     FOTOĞRAFLI KATLİAM DOSYASI
     E-Devlet
     ÇANAKKALE
     Ankete Katıl
     Saklı sayfalar





- PKK Terör Örgütünün Diğer Ülkelerle İlişkileri


PKK Terör Örgütünün Diğer Ülkelerle İlişkileri:

Suriye-Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve örgütün uyuşturucu kaçakçılığı:
Suriye, PKK terör örgütüne kuruluşundan bu güne kadar gerek ülkesinde gerekse kontrolü altındaki Lübnan’da her türlü desteği vermiştir. Silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, barınma ve her türlü eğitim, para yardımı, silah, malzeme ve her türlü sahte kimlik, sahte pasaport temini, Türkiye’ye ve Irak’a illegal geçişlerde azami derecede yardım, PKK terör örgütü ve diğer örgüt üyelerinin toplantı, konferans ve kongre faaliyetlerinin ülkesinde ve Lübnan’da yapılmasına izin verilmesi ve himayesinde yapılmasını sağlaması, örgüt evleri, örgüt eğitim kampları, örgüt bürolarının ve temsilciliklerinin oluşması, örgüt dokümanları ve malzemelerinin sevki, PKK örgüt üyelerinin diğer ülkelere gidiş gelişlerinde onlara sahte ve normal pasaportlar temini vb. her türlü yardımı göstermiştir.
           
Bu yardımları yaparken Suriye’nin amacı bölgede Türkiye’nin güçlenmesini önlemek ve kendi içindeki Kürt unsurlarına yapılan baskı ve kısıtlamaları gizlemek, bunları Türkiye’ye yöneltmek ve bilhassa ülkesindeki dikta rejimi ve azınlık iktidarının devamını sağlamayı amaçlamıştır. Suriye demokrasi ile yönetilmediği için uluslararası siyasi mücadelelerden devamlı kaçmış, teröre desteği en kolay çözüm yolu olarak görmüştür. Türkiye düşmanlığının ana sebebi de budur. Yunanistan’la anlaşmalarının da altında bu sebepler yatmaktadır. PKK terör örgütü Suriye vatandaşlarını da örgütleyerek saflarına almakta ve bu çalışmalarında Suriye Hükümeti’nden büyük yardım görmektedir. Bu hususlar sanık Abdullah ÖCALAN tarafından da doğrulanmıştır. Yakalanan PKK terör örgütü elemanlarından (Arit Kod Ali HAYDAR, Lorens Dahir, Mehmet Ömer vb.) bir çoğunun Suriye uyruklu olduğu kesin olarak anlaşılmıştır. 
         
Suriye, yalnız PKK'ya değil, bütün terör örgütlerine kucak açmış ve bu örgütleri kendi emelleri için Yunanistan ve Kuzey Kıbrıs Rum Kesimi’nin de açık ve kesin işbirliğiyle devamlı olarak kullanmıştır. Nitekim 16 Ocak 1994 Hafız Esat-Clinton Zirvesi sonucu Suriye’de yaşayan ve bu ülke yöneticilerince himaye edilen uluslararası terörist İlyiç Ramirez Carlos'u (Çakal) Libya’ya göndermiştir. Ayrıca, sanık Abdullah ÖCALAN’ın da doğruladığı gibi Cilvegözü’nde yakalanan 6 tır dolusu ağır silahların İran yetkilileri tarafından Suriye üzerinden ve Suriye’nin de yardımıyla Lübnan’daki Hizbullah terör örgütüne ulaştırılmak istendiği net bir şekilde anlaşılmıştır.
          
Suriye, şantaj politikası gereği denetim ve işgalindeki Lübnan’ı uluslararası terörizmin barınağı, silah ve uyuşturucu kaçakçılığının da limanı olarak kullanmıştır.
         
1995 yılında Yunanistan ile Suriye arasında yapılan askeri işbirliği anlaşmasıyla Yunan savaş uçaklarına Suriye’de üs açılması ve bu üslerin Türkiye’ye yönelik çevirme ve tehdit oluşturma yanında terörü destekleme, uyuşturucu ve silah kaçakçılığında da kullanılmış olabileceği akla gelmektedir. Yakalanan terör örgütü elemanlarının anlatımları, sanığın savunmaları, Suriye ve Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin teröre yaklaşımları, tutum ve davranışları birlikte değerlendirildiğinde bu kanı güçlenmektedir.
        
Die Welt, 2 Aralık 1994 tarihli sayısında Alman İstihbaratına dayanarak verdiği bir haberde, Dış Ticaret Bankası’nın 82-968-164 no.lu hesabına yatan 840.000 ABD Doları ile Yunanistan’ın silah satın alarak Volos Limanı’ndan Suriye’ye gönderdiğinin tespit edildiğini dile getirmiştir. Aralık 1990’da Adana’da yakalanan Zaide ÖZBEK ve Öznür DAĞ, “Bekaa’daki eğitimden sonra uyuşturucu kaçakçılığında görevlendirildiklerini ve bu amaçla seçilip eğitildiklerini” de anlatmışlardır.
        
Der Spiegel Dergisi, Aralık 95 tarihli sayısında bölücü PKK terör örgütünün “Almanya’da 8-12 yaş arasındaki çocuklara sokaklarda uyuşturucu sattırarak bu paraları yine onlar aracılığıyla örgüte aktardıklarını” ve Hamburg St. George semtindeki cami civarının terör örgütünün bu amaçlı en önemli buluşma yeri olduğunu da vurgulamıştır. PKK terör örgütünün bu tür uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı ve gelir kaynaklarının önemli bir bölümünü uyuşturucudan sağladığı herkes tarafından bilinmektedir. Sanık bu konuda, sadece örgütünün uyuşturucu kaçakçılarından hisse aldığını, bazı örgüt üyelerinin de uyuşturucu kaçakçılığına bulaşmış olabileceklerini, ancak kendilerinin desteklemediğini belirtmek suretiyle dolaylı olarak ikrarda bulunmuştur. Cumhuriyet Savcılığı ifadesi de aynı doğrultudadır.  (K1.:1, Dz.:43-78, Sayfa 21-22)
         
Sanık, Yunanistan’ın her konuda, her terör örgütüne açıkça destek verdiğini, para yardımında bulunduğunu, eğitim kampları kurdurarak terör örgütü elemanlarına bombalama, suikast dahil her türlü eğitimi verdiğini, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin ise geçişlerde kolaylık, hüviyet ve pasaport temini, (Kendisine pasaport temininde olduğu gibi) örgüte yardım toplama ve gidiş gelişlerde destekleri olduğunu,  ayrıca kiliseler kanalıyla örgüt üyelerine yardım yaptıklarını belirtmiştir.
         
Yunanistan, ülkesine gelen PKK militanlarına desteğini dünya kamuoyundan gizlemek için
önce Lavrion’daki mülteci kampına götürmekte, daha sonra da oradan seçilerek bu elemanlar Yunanistan’ın dağlık ve ormanlık bölgelerinde ve keza Evia adasındaki örgütün eğitim kamplarına götürülmekte ve her türlü eğitim (siyasi, askeri, bomba ve suikast eğitimi) Yunan istihbaratı tarafından verilerek terör eylemleri için Türkiye’ye gönderilmektedir. Bu konu uluslararasında gündeme geldiğinde de, bütün bunlar Yunanistan tarafından inkar edilmekte, sadece Birleşmiş Milletler Mülteci Kampı bulunduğu yolunda açıklamalar yaparak teröre desteklerini gizlemektedirler. PKK'nın Yunanistan sorumlusu Fethi DEMİR ve yakalanan bir çok PKK militanının açıklamaları, teröre Yunanistan yetkililerinin desteğini açığa çıkarmıştır.
         
Yunanistan ve Suriye’nin ve bu ülke hükümetleri ile istihbarat örgütlerinin tüm terör örgütlerine desteği, sürekli, yaygın ve sistematiktir. Belirli dönem ve kişilerle sınırlı değildir. Yakalanan terör örgütü elemanlarının Yunanistan ve Suriye’de devamlı terör eğitimi gördüklerini açıklamaları (Bu konuda muhtelif senelerde yakalanan yüzlerce terör örgütü mensuplarının beyanları vardır.) Sanık Abdullah ÖCALAN’ın aleni duruşmalardaki ifadeleri de bunun en büyük kanıtıdır.
       
Örneğin İsmet KORKAN (Yücel Kod) Erzincan DGM'nin 1989/447 Es. Sayılı dosyasında 17.11.1989 tarihli ifadesinde, Atina’da bulunan PKK örgütüne ait Şans Rival Oteli’nde eğitim gördüğünü ve sanık Abdullah ÖCALAN’ın talimatıyla daha sonra Suriye denetimindeki  Bekaa’da bulunan örgüt kampına gittiğini, (KI.:1 7.ıDz. :1)
       
Ulaş AKBAL, Adana DGM Yedek Hakimliği’nde 28.02.1998 günlü ifadesinde: Atina’ya yakın bir yerde hem askeri hem siyasi eğitim gördüklerini, Yunan görevlilerinin de bazı konularda açıkça yardımcı olduklarını ve 22 silahlı kişinin eylem için eğitimden sonra Hassa bölgesine gönderildiğini belirtmişlerdir. (Kl.: 17, Dz. :9)
       
Fethi DEMIR ise Diyarbakır 1 Nolu DGM'nin 22.06.1998 tarihli oturumunda, Atina’ya yakın bir yerde örgüte ait çiftlikte örgüte eğitim verdiğinde (1995 yılı) - Yunan gizli servisinin PKK dahil tüm terör örgütlerine bomba ve suikast eğitimi dahil her türlü eğitimi verdiklerini belirtmiştir. (Kl.:16, Dz.:5)
        
Keza Fadıl IŞIK da ifadelerinde, (Kl.:27) “Atina yakınındaki kampımıza zaman zaman Yunan milletvekilleri de geliyordu. Orada her türlü eğitim veriliyordu. Eğitim sonunda PKK genel sekreteri Abdullah ÖCALAN’a bağlılık yemini ediyorduk.” demiştir.
        
Alaattin KANAT ise, 17.10.1991 tarihli Diyarbakır 1 Nolu DGM.nin 1991/357 Esas sayılı dava dosyasında Cumhuriyet Savcılığı ve duruşmadaki ifadelerinde, eğitim için Yunanistan’a gittiğini, önce Sans Rival Oteli’nde kaldığını, oradan da Atina yakınlarındaki kırsaldaki PKK kamplarına gittiğini anlatmıştır. (Kl.:16, Dz.:2)
       
Bu doğrultuda açıklamalarda bulunan yüzlerce PKK elemanı bulunmaktadır. Suriye, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İran Hükümet ve istihbarat örgütlerinin açık, sürekli ve sistematik bir şekilde yıllarca süren destekleri nedeniyle ülkemizde birçok insanlık suçları terör örgütlerince işlenmiş, çocuklar öldürülmüş, ormanlar yakılmış, toplu katliamlar yapılmış, ülkemizin bütünlüğü ve bağımsızlığı işlenen bu suçlar nedeniyle yakın, ciddi ve ağır tehlike altına girmiştir.
        
Alman İstihbarat Teşkilatı (BND) Temmuz 1995’te hazırladığı raporda “PKK'nın uluslararası uyuşturucu ticareti ve Avrupa’daki kundaklama ve şiddet eylemlerini Suriye’nin başkenti Şam’dan yönlendirdiğini tespit edince, Berlin eyaleti içişleri senatörü Heinrich Lummer, Şam’da sanık Abdullah ÖCALAN ile görüşmüş, bu konuları dile getirmiş, sanık bu görüşmeleri doğrulayarak, senatörün kendisinden Almanya’daki şiddet eylemlerine PKK’nın son vermesini istediğini, kendisinin de örgüt militanlarının tutuklanma ve yakalanmalarına son verilmesini istediğini belirtmiştir.
        
PKK terör örgütünün uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili bilgilerin detaylarına gelince; Yusuf ATAMAN isimli örgüt üyesi 07.02.1995 tarihli ifadesinde (Kl.: 1, Dz. :288) PKK terör örgütünün uyuşturucu ticareti yaptığını; Hakkı KITAY (Kl.:11 ve 39’daki ifadelerinde) örgüt ifadelerinde Selim ÇÜRÜKKAYA'nın kendisine örgütün Diyarbakır ve Bingöl illerinde esrar ve eroin işlerinin olduğunu, bunların naklini istediğini, ayrıca PKK'nın da geçişler ve sevkiyatta yardımcı olacağını belirtmesi üzerine uyuşturucu işine girdiğini ve uyuşturucuları Almanya’da pazarladıklarını, örgütle, anlaşması uyarınca uyuşturucudan elde edilen paraların büyük bir bölümünün PKK’ya verildiğini açıklamışlardır.

Aynı şekilde Ahmet YAŞAR da,  PKK' ya ait 100 kg. kadar esrarı Hikmet BUĞDYCI ve Nafiz ÇAPAN’ın İstanbul’a getirdiğini net bir şekilde belirtmiştir.
          
Ali SARI ise: “Bazı uyuşturucu  kaçakçıları PKK denetimi altında uyuşturucu naklediyorlar ve karşılığında da örgüte yardımlarından ötürü bedel ödüyorlardı.” demiştir. Sanık Abdullah ÖCALAN da bu tür olayları kısmen doğrulamıştır.
           
Yine PKK ile ilişkileri bilinen, Ali AY ve Heybet AY da 23.02.1990 tarihinde İsveç’te 25 gr. eroinle yakalanmışlardır. (K1.:39)

Diyarbakır’da Remzi İNCEGÖREN, PKK’ya maddi destek sağlamak için Tanık ailesine esrar hammaddesi olan dişi hint keneviri ektirdiğini belirtmiş, 12-16.08.1994 tarihleri arasında 1.115.000 kök dişi hint keneviri (300 kg. esrar elde edilebilecek miktarda) görevlilerce çekilerek imha edilmiştir.

Muhammet A. Hasan (Fuad kod) ve daha birçok örgüt mensubu ifadelerinde, uyuşturucu kaçakçılığının PKK içinde ERNK birimleri tarafından yönlendirildiğini, sorumlusunun ise Osman ÖCALAN olduğunu açıkça belirtmişlerdir.

Ayrıca Paris Kriminoloji Enstitüsü Raporu’nda da uyuşturucu kaçakçılığının yurtdışı bölümünün PKK doğrultusunda faaliyet yürüten dernekler ve bunlara bağlı paravan şirketler ve kuruluşlarca yürütüldüğü, yurtdışında bu nedenle mahkemelere sevk edilen 503 kişiden 315’inin de tutuklandığı belirtilmiştir.

23.06.1998 tarihinde Bingöl’de yakalanan Hasan ÇAĞLA (K1.:39) Hollanda ve Hamburg’da PKK elemanı Sadık’ın örgüt adına uyuşturucu satışını kendisine önerdiğini, kendisinin de kabul ederek bu işe başladığını açıklamıştır.

Keza Fettah DURSUN (Hacı kod) da ifadelerinde: 1994-96 arasında Ferzinde ALORF’un PKK'ya ait 320 kg. kadar uyuşturucuyu Pagent bölgesinde Mehmet Ali Mete adındaki PKK elemanından alarak satıp, satış parasını PKK’ya verdiğini anlatmıştır.

Keza Emirgan YAZGAN, Tahir BAŞKIR da aynı doğrultuda beyanlarda bulunmuşlar ve ilaveten uyuşturucu kaçakçılarından örgüte vergi adı altında para toplandığını, toplayan örgüt üyelerine de (Gözlük kod) adı verildiğini de sözlerine eklemişlerdir. 

Örgütün uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı konusunda en çarpıcı örnek Cemal DURSU'N’un anlattıklarıdır. Örgütün uyuşturucusunu yurtdışına götüren Fikret BEKTAŞ, uyuşturucuyu Almanya’da yakalattığını söyleyince PKK'nın üst düzey adamları tarafından örgüt içinde yargılanmış, onu haksız bulmuşlar ve zararları olan 300.000 DM. ödemeye mahkum etmişler ve 3 gün süre vermişler. Önce arabalarını, sonra da ev ve dükkanlarını yakacaklarını,  daha sonra ise ailece öldürüleceklerini (infaz)  söylemişler, bunun üzerine Hacı Muhyettin adlı şahsın HEP Genel Merkezi’ne giderek konuyu hallettiğini belirtmişlerdir. Keza Kenan SEZGİN (Agit-Orhan kod) de aynı olayı doğrulamıştır. Sanık Abdullah ÖCALAN bu olaydan haberi olmadığını belirtmişse de, Cemal DURSUN ve Kenan SEZGİN’in anlatımları tutarlı olup, zaman ve yer göstererek somut olaylara dayanmaktadır.
            
PKK terör örgütü elemanlarından Metin Kod da açıkça, PKK'nın İran'da uyuşturucu imalathanesi olduğunu ve uyuşturucu kaçakçılığının örgüt içinde Osman ÖCALAN’a bağlı olarak yürütüldüğünü anlatmıştır. (Kl. :39) Aynı konudaki yani İran’daki imalathane ile ilgili bilgiler Abdullah Muhammet HASAN tarafından da doğrulanmıştır.
          
Bu doğrultuda beyanda bulunan onlarca örgüt mensubu bulunmaktadır. Bizzat sanık Abdullah ÖCALAN duruşmada örgütün yıllık gelirinin asgari 250.000.000 Dolar olduğunu belirtmiştir. Bu kadar büyük bir meblağın sadece örgüt üyeleri ve sempatizanların yardımı, dergi vs. satımı, haraç alma gibi yollardan sağlanması düşünülemez. Bu gelirin büyük bir bölümünün uyuşturucu kaçakçılığından sağlandığı kanaatine varılmıştır.
 

 

       

    
Google
belgebilgi.tr.gg Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol